6 Şubat, Türkiye’yi deprem gerçeğiyle yeniden yüzleştirdi. Kurtarma çalışmaları gösterdi ki; ileri teknoloji cihazlar, insan kurtarmada hız ve kolaylık sağladı. İnsan koklayan sensörlerden yapay zeka ve robotik sistemlere kadar geliştirilmiş pek çok cihaz var.
Türkiye’de bulunan ve dünyada geliştirilen robot teknoloji cihazları anlatan Dijital Dönüşüm Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, “Türkiye’de alternatif ileri teknoloji çözümlere ihtiyacımız var. Gelecek planlarımızda, bu ve benzeri cihazların yerli ve milli olarak daha fazla üretilmesi gerekmektedir” dedi.
11 ilimizi etkileyen deprem, tüm Türkiye’yi yasa boğarken yurtdışından gelen uzman ekiplerin de dahil olduğu kurtarma çalışmalarında kullanılan teknikler gösterdi ki; ileri teknoloji cihazlar, hayat kurtarmada hem hız hem de bilgiyi artırdı. Türkiye’nin teknolojik ekipmanları güçlü olsa da dünyada geliştirilen ileri düzey cihazlara daha fazla ihtiyaç olduğu aşikar. Deprem kuşağında bulunan ülkemizin; cihaz üretimini arttırması ve robot teknolojilerini daha fazla geliştirmesi gerekiyor.
Dijital Dönüşüm Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, deprem kurtarma çalışmaları esnasında kullanılan cihazların ayrıntılarını paylaştı ve deprem öngörülerinde, deprem algılayıcı teknolojilerde ve deprem sonrası kurtarma çalışmalarında robot teknolojilerinin önemine işaret etti.
KALP ATIŞLARINI ALGILAYAN HASSASİYETTE
Teknolojinin gelişimi, deprem öncesi, sırası ve sonrasında insanların güvenliğini ve kurtarılmasını sağlamak için kullanılabileceğini belirten Dr. Nabat Garakhanova, “Deprem sonrası kurtarma çalışmaları, artık geleneksel yöntemlere pek başvurulmadan gerçekleştiriliyor. Ortaya çıkarılan yeni teknolojiler ve sağladıkları yeni olanaklar sayesinde afet mağdurları, artık daha hızlı ve daha güvenli yöntemlerle kurtarılabiliyorlar” dedi. Dünyada geliştirilen ileri arama teknolojilerinin kalp atışlarını hissedebilecek kadar hassas olabildiğinden bahseden Garakhanova, karbondioksit dedektörleri sayesinde enkaz altındaki çok kısık nefes alışların dahi tespit edilebildiğini ve bu cihazların NASA, Çin’deki yüksek teknolojiye sahip kurumlar tarafından kullanıldığını belirtip yaşadığımız afette de kullanıldığına işaret etti.
Dr. Garakhanova kullanılan teknolojileri şu şekilde sıraladı:
AFAD Uydudan Tarama Sistemi
AFAD, “Afet Sonrası Anlık Görüntü Aktarımı Projesi” gibi teknolojilerden faydalanarak enkaz alanlarını detaylıca analiz edebiliyor ve buna göre plan yapabiliyor. “AYDES – UZAL” ve “AYDES – Kitle Kaynak” yazılımlarının kullanıldığı bu teknolojilerde nesne tabanlı görüntü analizi, doku analizi, yeni iki ve üç boyutlu haritaların oluşturulması ve havadan fotoğraflama gibi yöntemlerden faydalanabilmek mümkün. AFAD uydularına entegre bir şekilde kullanılabildiği bilinen birkaç başka teknoloji ise elektro-optik uydu teknolojileri ve “Sentetik Açıklı Radar” (SAR).
Isıya Duyarlı Enkaz Tarama Kameraları -Termal Kameralar
Enkaz altındaki kişileri tespit ederek kurtarılmalarını sağladı ve özellikle deprem sonrası kurtarma çalışmalarında kullanımına öncelik verildi. Kamerada kırmızı renk ve tonları, kişilerin beden ısılarını ve dolayısıyla yaşam belirtilerini göstermekte. Bu sayede, taranan enkazın altında kırmızıya ve tonlarına rastlandığında, depremzedelerin hayatta olup olmadıkları sorgulanabiliyor ve hayatta iseler müdahaleye geçilmesi gerektiğine kanaat getirilebiliyor.
Göklerdeki cankurtaranlarımız: İHA’lar
İnsanların ulaşamadıkları yerlere ulaşabilen ve büyük alanların hızlıca taramasını yapabilen insansız hava araçları, kısa sürede binlerce hayat kurtarabilmesi dolayısıyla hem kurtarma ekipleri hem de depremzedeler için adeta birer cankurtaran. Başta alan taraması ve enkaz tespiti olan İHA’lar, özellikle de termal kameralara entegre edildiklerinde enkaz altında hayatta kalanları tespit etmeyi kolaylaştırıyor. Genellikle Çin’in ve İsrail’in kurtarma ekiplerinin kullandığı insansız hava araçlarına ilaveten, Bayraktar TB2 ve Bayraktar Akıncı insansız hava araçlarının da kurtarma çalışmalarına eşlik ettikleri bilinmekte.
FINDER teknolojisi
6 Şubat depremlerinde göçük altında kalanların tespit edilmesi amacıyla mikrodalga radar sistemini kullanan ve NASA tarafından geliştirilen FINDER (Finding Individuals for Disaster Emergency Response) teknolojisi kullanıldı. Göçük altında kalanların tespiti için kullanılan FINDER Teknolojisi, enkaz altındaki en ufak kıpırdamayı ayırt edebilmekte.
Duvar arkası radar sistemi
Rehine kurtarma, terörle mücadele ve iç güvenlik operasyonları gibi askeri senaryolarda kullanılan ve Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş (STM) tarafından üretilen Duvar Arkası Radar (DAR) sistemi de depremin yaşandığı illerde enkaz altında yaşam mücadelesi veren vatandaşlarımızın tespiti aşamasında kullanıldı.
Uçan baz istasyonları devrede
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından TSK için geliştirilen/geliştirilmekte olan AKSUNGUR’un üzerine yerleştirilen uçan baz istasyonuyla, 50 saat boyunca havada kalan, 5 km çapında bir alanda 2000 data bağlantısı ve 300 ses görüşmesi kapasitesine sahip baz istasyonlarının kullanıldığına tanıklık ettik.
Uydu interneti ve kızılötesi ışınım teknolojisi
Uçan baz istasyonları ve uydu interneti (starlink) gibi alternatif çözümlere daha fazla ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Infrared yani kızılötesi ışınım teknolojisi ile çalışan termal kameraların da yerli ve milli olarak üretilmesi gerektiği ön planda.
Yapay zekadan faydalanmak gerek
Yapay zeka sayesinde deprem sırasında yıkılmış bir binanın deprem olmadan önceki hali sanal olarak oluşturularak BIG DATA sayesinde binada kaç kişinin yaşadığı tespit edilebiliyor. Binanın neresinde mahsur kalabilecekleri tespit edilebiliyor ve müdahaleler gerçekten çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyor.
Arazi robotları zor bölgelerde görevde
Arazi robotları her türlü arazi koşuluna uyumlu olacak şekilde tasarlanmaktadır. Yük taşıma özelliğine sahip olan arazi robotları, afetlerde arama-kurtarma ve taşıma faaliyetlerinde kullanılabilmektedir. Eklem yapısıyla her türlü engebeli ve insanların ulaşamadığı alanlarda dengede kalarak yürüme, yönelme, koşma, basamak çıkma gibi özellikleri ile keşif yapabiliyor. Ayrıca esnek hareketlere olanak sağlayan geniş çalışma açısı, IMU (Gyroscope, Accelerometer, Magnetometer) sensörleriyle ortama göre çalışan adaptif denge algoritması, darbelere karşı denge koruma algoritması, Wi-Fi joystick ile uzaktan kontrol olanağı, stereo vision kamera ve 8 megabit hızında çalışan canbus master slave haberleşme mimarisi gibi birçok özelliğiyle hızlı müdahalenin hayati önem taşıdığı felaketlerde kayıpların en aza indirilmesinde yardımcı olmaktadır.
İnsan koklayan sensörler tasarlandı
Deprem sonrasında hayatta kalan insanları kısa sürede tespit edebilmek için insan kokusuna duyarlı bir sensör oluşturuldu. İnsanın kimyasal izini takip ederek yer tespiti yapabilen bu teknoloji geliştirilirse; ekiplere ve özellikle kurtarılacak insanlara büyük bir katkı sunacaktır.